Molozdan Yükselen Bir Şehir

Molozdan Yükselen Bir Şehir 2014 Yılında Avrupa’nın Yeşil Başkenti seçilen Kopenhag’da 10 kişiden 4’ü bisiklet kullanıyor. 390 km’den daha fazla bisiklet şeritleri var. Şimdi ise yeni bir hedefi var. 2025 yılında nötr CO2 şehir haline gelmek! Şehre göçün artmasıyla gelecek on yılda sırf Kopenhag’ın nüfusunun %15 oranında artması bekleniyor.

Lendager, sürdürülebilir döngüsel ekonomiye kendini adayan bir mimarlık firması. “Neden sadece insanlar şehre göç ediyor da geride bıraktıkları binaları değil?” sorusuyla yola çıkıyor. Islah edilmiş sulak bir alan üzerine oluşturulan Orestad bölgesi yeni şehircilik projelerinin vitrini haline gelmiştir. Resource Rows bu projelerden biridir. Kırsal bölgelerde terk edilmiş yapılardan elde edilmiş kullanılmış mimari/inşaat malzemelerini yeniden kullanarak oluşturulan Orestad Bölgesi bir vaha olarak yeniden yaratılmıştır. Firma bu projeyle CO2 tüketimini %70 oranında azaltmış bulunmaktadır.

İnsanlar kırsal bölgelerdeki evlerini bırakıp şehre göç ettiklerinde büyük kitlelere yeni yerleşim bölgeleri oluşturmak tüm Danimarka’yı etkileyen bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda da geride kalan kırsal alan evleri de terk edilmiş oluyor.

Lendager aradaki bu açığı fark edip arada bir köprü kurmaya başladı. Çünkü bu eski binalar bir lokasyonda atık iken, onarımları mümkün olmayan ve yıkımları da zorlu ve pahalı olduğundan hem de toxic olmayan ve kaliteli olduğu belgelenen malzemeler barındırır. Bunları geri dönüştürerek Danimarka’da oluşturulan ilk yerleşim bölgesidir Resource Rows.

Bu bölgede yeniden inşa edilen yapılar doğayla çok zeki bir biçimde etkileşim içindedir: yağmur suyunu çeşitli amaçlar için kullanılmış, yeşil çatılar oluşturulmuş ve dikey bahçeler oluşturulmuştur. Bu yeşil alanlar da bio çeşitliliği destekleyerek toplumsal yaşam kalitesini de arttırmıştır.

Bu kadarla da kalmıyor, Resource Rows’da tonlarca atık beton kullanılmıştır. Bu atık betonlar yeni inşa edilmekte olan Kopenhag Metrosundan elde edilmektedir.

Bir başka Danimarka firması Gamle Mursten, çevirisi “eski tuğlalar daha da ileri giderek terk edilmiş yapılardaki tuğlaları patentli bir temizleme yöntemiyle yıkayarak inşaat firmalarına satıyor. Tek bir tuğlanın temizlenerek tekrar kullanılmasından çevre CO2 salınımından 0.5kg korunmaktadır.

Bunun için 1960 yılından önce inşa edilmiş yapılardaki tuğlalar kullanılıyor. Çünkü 1960 sonrasında üretilen tuğlaların yapımında harç ve çimento kullanılmaktadır. Bu tuğlalar kullanılarak inşa edilen yeni evler okullar ve diğer şehir yapıları aynı zamanda tarihi bir dokuya ve ruha da sahip olmuş oluyor.

Bu yöntemle inşa edilen yapılara örnek Vaekst Restoranı. İçinde serası bulunan ve vejetaryen ağırlıklı mönüsüyle ideal bir mekan.

Lendager firmasının başyapıtı Geri Dönüşüm Merkezi. %90 ileri dönüştürülmüş malzemelerden inşa edilmiştir. Burada eğitici, sosyalleşmeyi teşvik eden, eğlenceli bir mekan tasarlanmış. Atıklarını getiren ziyaretçiler cam odaya camları, plastik odaya plastiklerini vs. bırakıyorlar.

Yapının merkezinde bir takas bölümü oluşturulmuş, onarılabilecek ve tekrar kullanılabilecek malzemelerle dolu. Aynı zamanda konferanslar, atölyeler ve bit pazarı için kullanılan bölümleriyle geri dönüşümü aynı zamanda şehrin genel kültürünün doğal bir parçası haline getiriyor.

detaylı bilgi için lütfen bizi arayın.