Enerjiye olan bağımlılığımız her geçen gün bizi biraz daha enerjisiz yaşayamaz hale getirirken, enerjinin kullanılması ise yaşamın sürekliliğinin devamı için kaçınılmaz bir zorunluluk içerisinde yaşam merkezimizin odağı oluyor.
Ancak öte yandan hayati derecede öneme sahip olan diğer bir faktör ise çevre konusudur. Olmazsa olmazlarımızın başındaki öncelikli yerini alan çevre faktörü gelecekteki yaşantımızın nasıl olacağına dair bizi bilgilendirerek bugünümüze şekil vermemize de olanak sağlar. Enerji üretim ve tüketim miktarındaki ileri derecedeki artışın aynı zamanda çevreye olan kirletici etkisini artırması ve zaman içerisinde git gide telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşı karşıya kalacak olmamız artık herkes tarafından bilinen ciddi bir gerçek ve yaşamsal bir sorun haline gelmiştir. Enerji üretiminin ve tüketiminin dünyanın fiziksel yapısına en büyük etkisi ise sera etkisi olarak adlandırılan Küresel Isınmadır. Sera etkisi; kutuplar üzerindeki ozon tabakasını incelterek atmosferin ısınmasına yol açan gazların yayılmasıdır.
Kömür, petrol ve doğal gazlar yakıldığında atmosfere karbondioksit salmakta, kömür madenleri, petrol kuyuları ve doğalgaz boru hatlarından sızan metan da bunlara eklenmektedir. Fosil yakıtların sera etkisine katkısı %48’i bulurken bunun %8’i kömür, %6’sıda sıvı yakıtların enerji üretimi amacıyla kullanımı nedeniyle oluşmaktadır.
Nitekim hem bu günümüz hem geleceğimiz için vazgeçilmez iki yaşamsal faktör olan enerji-çevre faktörünün birbiriyle çelişir durumda olması yani enerji kullanımının arttıkça çevre kirliliğinin de artması sürdürülebilir bir toplum için aradaki dengenin nasıl sağlanacağı sorusunu bizlere düşündürmektedir.
O halde sahip olduğumuz enerji kaynakları ile çevre yönetimini birlikte ele alıp değerlendirmek öncelikli kıstasımız olmalıdır diyebiliriz. Daha sonra atılacak adımlara ise şu örnekleri verebiliriz;
Toplumların varoluşlarının devamı sağlayabilmeleri ve arzu ettikleri refah seviyelerine ulaşabilmeleri için günümüzde ekonomik, sosyal ve çevresel unsurları birlikte ele alıp değerlendirmeleri önemli ve belirleyici bir kriterler olurken gelecekte enerjinin kaynak türünde ve temininde meydana gelecek değişimler sürdürülebilir bir toplum için sağlanması gerekli şartların da değişmesini gündeme getirecektir.