Yerkürenin Karadelikleri Obruklar

Obruklar, tüm dünyada devasa boyutlara ulaşan ve hepimizin merak ettiği bir oluşumdur. Yer altında metrelerce derinlikte doğal yollarla oluşan bu göçükler son zamanlarda yaşanan küresel ısınmanın etkilerinin aslında hangi boyutlara ulaştığını bizlere net bir şekilde gösteriyor.

Bu yazımızda obrukların nasıl oluştuğunu, Türkiye ve dünyada hangi boyutlarda ne kadar olduğundan bahsedeceğiz.

Obruk Nedir? Nasıl Oluşur?

Yeraltı suyunun karbondioksit ile birleşimi sonucu oluşan karbonik asit, kireç taşının yoğun olduğu toprakları zamanla çözerek yer altında mağaralar oluşmasına neden olur. Sonrasında mağaranın üstünde bulunan toprağın çökmesiyle oluşan derin çukurlara obruk denir.

Obrukların oluşum nedenleri arasında çoğunlukla yeraltı suyunun çekilmesi ve yeraltı suyu hareketlerinin artması yer alır. Obrukların oluşumunda asıl sorumlu yer altındaki insuyu denilen eriyebilen oluşumdur. Bu birim içerisinde hareket eden sular bu oluşumu eriterek obruk oluşumuna neden oluyor.

1980’li yılların başından itibaren günümüze kadar yeraltı suyunda ciddi derecede bir azalma sözkonusu. Geçmişte düşük nüfus yoğunluğu, sınırlı sayıdaki tarım arazileri ve endüstriyel faaliyetlerden dolayı bir tehdit olarak algılanmayan obruklar, artık bu faaliyetlerin artmasına bağlı olarak insan yaşamı açısından tehlike yaratabilecek konuma gelmiştir.

Ülkemizde ve Dünyada Ne Kadar Obruk Var?

Ülkemizde obrukların en fazla görüldüğü yer Konya Havzasıdır. Burada 20’den fazla obruk bulunur. Bunlardan en meşhuru 300 m genişliği 145 m derinliğiyle Kızören obruğudur. Konya Havzasından sonra obrukların yaygın olduğu diğer alan ise Antalyanın Çimiköy platosudur. Burada da 22 obruk belirlenmiştir. Mucur Obruğu, Cennet ve Cehennem Obrukları diğer obruklarımızdır.

Jeoloji Mühendisleri Odası, Konya’nın Karapınar bölgesinde 2017 yılına kadar 300, 2018 yılında 9, 2019 yılında ise 11 obruk meydana geldiğini belirtti. Bunun nedeni olarak bölgede mısır, yonca gibi çok su tüketen ürünlerin yetiştirilmesi ve bu bölgenin az yağış alması olarak gösteriliyor. Yaklaşık 50 bin nüfusa sahip Karapınar’da yeraltı sularının çekilip toprağın göçmesiyle meydana gelen obruklar bölge halkı için ciddi derecede tehdit oluşturuyor.

Türkiye’deki Obruklar:

Obruk Adı Taban Yükseltisi (m) Derinliği (m)
Kuru Obruk 992 48
Meyil Obruğu 979 104
Ak Obruk 1079 75
Karain Obruğu 979 95 
Hamam Obruğu 1029 46
Kızıl Obruk 984 91
Celal Obruğu 1020 20
Kurk Obruğu 1020 20

Dünya’daki Obruklar:

Obruk Adı Derinliği (m) Bulunduğu Ülke
Andros Black Hole 47 Bahamas
Crveno Jezero 530 Croatia, Split-Dalmatia
Dragon Hole 300 China
El Zacaton 339 Mexico
Greate Blue 124 Belize
Minye Sinkhole 510 Papua New Guinea
Sima Humbold and Sima Martel 314-248 Venezuela
Sotano de Las Golondrinas 372 Mexico
Teiq 250 Oman
Xiaozhai Tiankeng 662 China

Dünyanın en derin obruğu Xiaozhai Tiankeng

Xiaozhai Tiankeng dünyanın en büyük obruğudur. Yerel halk tarafından bu obruk eski çağlardan beri bilinmektedir. Turistler tarafından ziyaret edilen bu obruk turizmi kolaylaştırılmak amacıyla 2800 basamaklı merdiven inşa edilmiştir.

Dünyanın en ünlü obrukların dünyadaki yerleşimleri

Obrukların Artış Nedenleri, İnsan Hayatı Üzerindeki Etkileri ve Alınması Gereken Önlemler

Özellikle ülkemizdeki obruklarının en önemli oluşum nedenleri arasında yeraltı suyunun insani kullanım amaçlı çekilmesi yer alıyor. Konya kapalı havzasında 100 bini belgesiz, 40 bini belgeli, yaklaşık 140 bine yakın yeraltı su üretim kuyusu var. Bu kuyuların ne kadar su tükettiği konusunda kesin bir veri olmaması ile birlikte Türkiye’nin yağış ortalamasının düşük seviyede olan Konya’da sulu tarım da yapıldığı için burada tehlike ciddi boyutlara ulaşıyor. Doğal jeolojik faktörlere ilave olarak bir de insani faktörleri eklediğimiz zaman hem yağış az, hem fazla su tüketimi var. Dolayısıyla yeraltı su seviyesini giderek düşürüyoruz. Son 30-40 yıllık süre içerisinde yıllık ortalama 1,5 metre seviyesinde hesaplarsak 50-60 metre kadar su seviyesinde azalma var. Bu durum da geçmişte dağlık tepelik alanlarda oluşan obrukları, günümüzde yerleşim alanlarına, tarım alanlarına yaklaştırıyor.

2015 yılında Çankırı’da ilk defa İnandık Köyü çevresinde 15 metre derinliğinde bir obruk oluştu. Sonraki yıllarda ise 2’si büyük, irili ufaklı çok sayıda obruk oluşması üzerine arazilerinin incelenmesini isteyen 66 haneli, yaklaşık 150 kişinin yaşadığı İnandık köyü sakinleri, Afet ve Acil Durum İl Müdürlüğüne başvurdu. AFAD tarafından yapılan arazi incelemeleri sonrasında köyün altında da boşluklar tespit edildi. Ardından köyün taşınması kararı alınarak, köyün mevcut yerinin iki kilometre kadar uzağında, Ankara yolu üzerinde yeni modern bir köy yapılıyor.

Tehlikenin bu derecede ciddi boyutlara ulaştığı durumda yer kürenin bize yaşattığı bu ciddi etkilerini tartışırken yine su meselesi’nin ne derecede önemli bir konu olduğunu bir kez daha görmüş bulunuyoruz.

Uzmanlar, oluşan obrukların azaltılması için jeolojik ve jeofizik etüt çalışmalarının yapılarak risk haritalarının oluşturulmasının ve derecelendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Eğer yeraltı suyu kullanımı varsa bu kontrol altına alınmalı, kaçak kuyulara kesinlikle izin verilmemeli. İzinli kuyuların da sınırlandırılarak, hidrojeolojik analizler yapıldıktan sonra yeraltı su potansiyeli incelenmeli, daha az su tüketen tarımsal ürünlere teşvik edilmeli.

Tüm bu önlemlere ek olarak sanayi tesislerinden oluşan atıksuların ileri arıtma tesislerinde arıtılarak suyun bu sanayi tesislerinin belirli proseslerinde tekrar kullanılması teşvik edilmelidir. Böylece suyun yeraltı kuyularından endüstriyel kaynaklı çekimlerinin azaltılması sağlanacaktır. Tarımsal sulama faaliyetlerinde son teknolojilerinin kullanılması ve sınırlandırılması da son derecede önemlidir.

Konya Sular İdaresi tarafından 2019 yılında yayınlanan raporlara göre Konya Atıksu Arıtma Tesisinde bir yıl içerisinde 208.306 m3 arıtılmış su üretilerek yaklaşık 3.366.000 m2’lik bir alanın sulamasının gerçekleştiği açıklanmıştır. Bu faaliyetlerin artarak devam etmesi, sanayi tesislerinin de atıksu arıtma tesislerinin deşarj standartlarını sağlayarak, belediye arıtma tesislerinin yükünü hafifletecek duruma getirmeleri denetlenmelidir.

Konya Atıksu Arıtma Tesisi

Yapılan incelemeler sonrasında, bir bölgede oluşan obruğun, o bölgede yeni obruk oluşma potansiyeline işaret ettiğini görüyoruz. Mevcut obrukların ise kesinlikle kapatılmaması öneriliyor. Obrukların etrafında yeni çökmeleri engellemek için koruma tedbirleri alınmalıdır. Bu bölgelerde yerleşim, sanayi veya ulaşım tesisi varsa mutlaka kontrollerinin ve gerekiyorsa taşınmalarının yapılması önem taşımaktadır.

Küresel ısınmadan dolayı insanlığın artık 1. dereceden etkilendiğini görebiliyoruz. Yeterli önlemlerin alınmaması halinde temiz suya ulaşmamızın ileride neredeyse imkansız hale geleceği kaçınılmaz bir gerçek halinde geldi. Şu anda bizlerden sadece kilometrelerce uzakta yaşanan bu doğal afetlerin, yarın bizleri ve bizden sonraki kuşakları etkilememesi için kişisel su kullanımımızı sınırlandırmamız ve herkesi bu konuda bilinçlendirmemiz gerekmektedir.

detaylı bilgi için lütfen bizi arayın.